23 Haziran 2009

HÜSN-Ü ZAN , SU-İ ZAN

Galatasaray, Beşiktaşın Milli oyuncusu Gökhan Zan'ı aldı malum. Fatih Terim'in de vaz geçemedikleri arasında olan Gökhan Zan'ın Galatasaraya transferi ise kafalarda soru işaretleri bıraktı.



HÜSN-Ü ZAN

Gökhan'ın Galatasaraya bonservissiz gelmesi Servet transferinde zaten büyük kar sağlayacak olan Galatasaray'ın parayı cebe indireceği anlamına geliyor.
Zan'ın milli Takımdan Galatasaray defansının tamamıyla bir arada oynaması ise uyum sorununu ortadan kaldırır.
Taşıdığı Türk Pasaportunu da unutmamak lazım.

Ayrıca onun bunun oyuncusuna sulanan holiganvari hareketleri ve sokak arası jargonuyla BJK gibi büyük bir camiaya hiç yakışmayan (adam ipoteklemiş kulübüyapacak bir şey yok) Yıldırım Demirörene, Topuz vakasından sonra ikinci kazığı çakmanın keyfi ise paha biçilemez.

SU-İ ZAN

Servet Çetin'in gidişiyle takıma kazandırılan Gökhan Zan'ın selefinin yerini doldurup doldurmamayacağı kafalardaki ilk soru işareti.

Tabi en önemli sorun ise geçen sezonun büyük bir bölümünü sakatlıklar yüzünden eksik geçiren "Hatta başarısızlığı bu sakatlıklara bağlayan" Galatasaray'ın Servet gibi devamlılığı üst düzeyde olan bir oyuncu yerine, artı cam adam lakabıyla alınan Gökhan Zan'ı getirmesi. Galatasaray Tarafatarı Kewell'ı tekrardan stoperde görmek istemeyecektir.

Ne Yaptın Sen Mısır !!!

Muhteşem oynadıkları ilk iki maçtan sonra, 2003 de Kamerun'un yaptığını yapacaklar diye düşünürken; Gidip 3. maçlara son sırada başlayan ABD ye 3-0 yenildiler. Hemde 3-0 lık skoru hak ederek yenildiler. İtalya ve Mısır sayesinde ABD tarih yazdı.

19 Haziran 2009

BİR TEK MISIR


Ne yalan söyleyeyim Konfederasyon Kupası bende hayal kırıklığı yarattı. Ben Afrikada önceki organizasyonlardan çok daha renkli bir atmosfer bekliyordum ama olmadı. biraz eksik, biraz tatsız tuzsuz, biraz yavan geçiyor sanki bu sene turnuva. Saha içinde de saha dışında da biraz heyecan eksikliği var. Bir de neredeyse maç izlemeye gelenlerin yarısında bulunan, kulak tırmalayan ve iğrenç bir ses çıkaran şu çalgı yok mu? Tv nin sesini kısmak zorunda bırakıyor insanı.,
Katılımcı ülkeler de yeterince heyecan verici değil. Yeni Zelanda rakiplerine göre fazla güçsüz mesela. İtalya ise zaten seyir zevki düşük bir takım ve benim bu tip organizasyonlarda görmek istemediğim bir takım. (Tim Duncan'ın Allstar maçlarına katılmasını istemediğim gibi) Amerikanın futbolsuzluğuna rağmen her turnuvada, varoluşunun nedenini anlamak zor olmasa gerek. İspanya fazla güçlü. Bulunduğu gurupta kendileriyle rekabet edebilecek rakipleri yok. Brezilya kim ne desin Brezilya gibi değil. Evet yetenekli oyunculardan kurulu bir takım ama Bizim görmeye alıştığımız birezilya bu değil. Brezilya deyince rakiplerin dizleri titremeli, Daha Turnuva başlamadan tek favorisi olmalı kupanın. Ama öyle değil. Adam eksilten hızlı çıkan ve oyunun geneline hakim olmaya çalışan bir takım bile olsa, Taç çizgisine yakın noktalardan kullanılan duran toplara vurulan kafalar olmasa gol bulamayacaklar.
Bütün bu statik görüntünün içinden kopup gelen ve adrenalin seviyesini biraz olsun yükselten iki takım dikkatimi çekti. 1.si ev sahibi Güney Afrika. Bir diğeri ise Son Afrika uluslar kupası şampiyonu Mısır.
Güney Afrika Yeni Zellanda'yı 2-0 yenmiş olsa da yarı finale kalması durumunda çok büyük şansa ihtiyacı var. Mısır ise 4-3 yenilmesine rağmen damgasını vurduğu Brezilya karşılaşmasından sonra bu gün İtalya'yı bileğinin hakkıyla yenmeyi başard. Maç genelinde üstün olan taraf Mısırdı, özellikle ilk yarıda İtalya'ya sahayı da eden Muhammed Zidan'ın sakatılğı nedeniyle çıkmak zorunda kaldığı ikinci yarıda savunmanın arkasına atılan toplarda bir kaç pozisyon versede kalecilerinin müthiş müdahaleleri sayesinde karşılaşmayı gol yemeden kapattılar. Böylece ne kadar iyi bir kalecileri olduğunu da Dünyaya göstermiş oldular.
Vel hasıl... Yalnızca bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama Mısır olmasa çekilmez bir turnuva izliyoruz. Bekle ki Brezilya İspanya finali oynansın.

16 Haziran 2009

YENİ BOMBAMIZ !!! MOHAMED ABOUTRİKA. HAYIRLI OLSUN

Konfederasyon Kupası bugün nefes kesen bir müsabakaya ev sahipliği yaptı. Son Afrika Şampiyonu apoletiyle turnuvada yer alan Mısır, Dünya'nın en büyükfutbol ekolü olan Brezilyaya klasik tabirle kök söktürdü. Karşılaşmanın ilk yarısı Brezilya'nın 3-1 lik üstünlüğüyle sonuçlansada. Maçın ikinci yarısında Brezilyalılar adeta,bu günlerde kışa hazırlanan Afrika Kıtasında, Mısır Milli takımının estirdiği çöl fırtınasına maruz kaldı. 90 dakikanın 3-3 ile geçildiği maçın duraklama dakikalarında Kaka'nın penaltıdan attğı golle sambacılar maçı 4-3 kazanmış olsada. Maça damgasını vuran taraf oynadığı futbolla Mısırdı.

Maça damgasını oyuncu ise bana göre; Geçtiğimiz sezon Afrika Uluslar Kupası final maçında Kamerun karşısında Mısırın tek golünü atan ve Afrikada yılın futbolcusu ödülüne de aday gösterilen Mohamed Aboutrika oldu.

Transfer sezonunun yeni açıldığı ülkemizde muhtemelen her gün, bir büyük takıma transfer edilecektir. Hiç Bir Zaman Gelmeyecek Olsada

Bu arada Yıldırım Demirören'in "Kadroda Ahmet Hassan var. Birde Muhammed Zidan'ı alrsak Afrika Kupası sürecinde ligde bir eksik kalırız" Müthiş vizyonu ve zekası ile anlaşmasını iptal ettiği ve aynı sezonda yerine muhteşem isimler ettiği oyuncunun Bremenle başlayan Dortmund'la devam eden bundesliga kariyerinde, hangi noktaya geldiğini görünce; Zaten bir sürü bunalım ve hazımsızlık yaşadığı şu günlerde iyiki varsın ıldırım Demirören demekten kendimi alamıyorum.

12 Haziran 2009

YUH GALLACTİCOS

2. Gallactios dönemine beklendiği gibi hızlı başlayan Real Madrid'in Kaka'yı transfer etmesi akıllara, Perez'in C.Ronaldo hayalinden vazgeçtiğini getirmişti. Bir çoğumuz Kaka'nın nRonaldo'nun alternatifi olduğunu düşünmüştü. Ama Real Madrid birini bile gerçekleştirmenin çok zor olduğu iki transferi peşpeşe gerçekletirmeyi başardı. Kakaya ödenen 56 milyon eurodan sonra, Ronaldoya ödenecek olan 80 milyon euro (rivayete göre 90 hatta 95 e kadar çıkabiliyor. aslında tam miktarını bende bilmiyorum) yok artık detirten cinsten.

ZİDANE'DAN DAHA PAHALI
1. F.Perez döneminde Fİgo,Ronaldo,Zidane,Owen,Beckham... gibi dünya yıldızlarını (Bana göre Zinadine Zidane Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi 3 oyuncusundan biridir) kadrosuna katmayı başaran Real Madrid için bu iki transferi birden gerçekleştirmek pek de gerçek dışı değil. Zira bu iki transfer için ödenen paraların gerçek dışı olması, bundan sonra Transfer piyasasını nasıl etkiler hep birlikde izleyip göreceğiz.
En çok dikkatimi çeken nokta ise; Eğer bu fiyatlar gerçekse; Bu iki oyuncu da Zidane'dan daha büyük meblağlar karşılığında transfer ediliyor. Yorumu size bırakyorum.

9 Haziran 2009

SÜPERMAN OLMAK LAZIM BAZEN

İnsan olmak yetmez. yetmiyor zaten
Süperman olmak lazım bazen.

Mazhar Alanson'un bu dizeleri geldi Finalleri izlerken aklıma.Orlando'nun BemiHala umudum var diyebilmesi için (Yine bayıldığım bir Mazhar şarkısıdır) Howard'ın artık Süperman moduna geçmesi şart. Zira İnsan olmak bazen hakkaten yetmiyor.Kupayı kazanmaya Kobe çok yalkın görünüyor şu anda. Seri Florida ya 2-0 la taşınıyor ve umutlar azalıyor.
Amway Arena yakınlarında bir telefon kulübesi bulmanın zor olmadığını tahmin ediyorm,

8 Haziran 2009

PAUL GASCOIGNE LE SON 1 SENE!


-İngiliz futbolunun efsane ismi Paul Gascoigne'in bir yıl ömrünün kaldığı açıklayan yakın arkadaşı Stephen Purdew, Ada basınını ayağa kaldırdı.

-Alkolizmle boğuşan ve bulimia nervosa tedavisi gören ünlü eski futbolcunun aşırı kilo verdiği ve karaciğerindeki rahatsızlığın önlenemediği belirtildi.

-2005 yılında organ yetmezliğinden hayatını kaybeden ünlü yıldız George Best'in de tedavisinde yanında olan Purdew, Gascoigne'in durumunun Best'den daha kötü olduğunu ifade etti.

-2008 yılında gördüğü alkol tedavisinin ardından kısa bir dönem barlardan uzak duran sorunlu yıldız Gazza'nın, servetini tamamen tükettiği ve ailesinin tüm çabalarına rağmen içkiyi bırakamadığı öğrenildi.

İşte Beklediğim 10 Nuri Şahin

Lyon'da oynanan Fransa-Türkiye dostluk maçında MilliTakımımızın 10 kişi kalması keyfimimizi kaçırsada sahada keyif alamak için en az bir neden vardı: Nuri Şahin.
Milli Takımımız'ın 2005 yılından beri beklediği genç yıldız Milli A Takım için tam anlamıyla hazır olduğunu gösterdi bize geçtiğimiz akşam.


2005 Dünya Gençler Şampiyonsaında 4. olan milli takımda ve öncesinde Türkiyenin şampiyonluğuyla sonuçlanan 17 yaş altı Avrupa gençler şampiyonasında, 10 Numaralı kırmızı beyaz formayı giyerken hayranlıkla izlemiştik Nuri Şahin'i. Yine aynı dönemde 2006 Dünya Kupası elemeleri sürecinde oynadığımız Türkiye-Almanya hazırlık karşılaşmasında maçın son dakikalarında, belki mükafat belki A milli takıma ısındırmak amacıyla oyuna alınmış ve çok şık bir gol atmıştı kalbinden çıkıp geldiği Alman ekolüne. Yine aynı sene Bundesliga'nın en iyi genç oyuncusu seçilmişti açık ara .
Tamam artık, Nuri bu takımın yeni yıldız adayı diye düşünürken; Dortmundun hoca değiştirmesi ve Nuriye Hollanda yolunun görünmesi, aynı tarihlerde Nuri'nin sadece 17 yaşında olması, şaşırılmayan bir düşüş yaşattı ki; Aynı dönemde yıldızı parlayan Arda Turan'ın muhteşem çıkışı ve devamlılığı Nuri'nin papucunun dama atılması için yeterli oldu. Geçtiğimiz iki senede yeniden toparlanmaya başlayan Nuri bu süreyi Ümit Milli Takım'da geçirdi. Aklımızın her zaman bir köşesinde bulunan ve umutla beklediğimiz genç oyuncu, zaman zaman süre aldığı milli takımda biraz çekingen, biraz verimsiz kalması belki biraz heyecanın biraz da Dortmund da tam anlamıyla oynayamamasının bir sonucuydu.
Bu sezonun başından bu yana Alamyada belirgin çıkış yaşayan Nuri Şahin, İstanbulda ki Bosna Hersek maçında ilk defa kıpırdanmış ve içimizde ki umudu tekrar kıpırdatmıştı. Geçtiğimiz gün Lyon'da oynanan Fransa maçında ise (Arda'nın erken tatile çıkmış gibi göründüğü maçtır bu maç)
sahada gerçek bir lider konumundaydı. Özellikle maçın ilk yarısında Ne yaptığını bilen, oyunu daima bir kademe öteye taşıyan, oyunun sıkıştığı anlarda isabetli yüksek taoplarla(Sabri'nin pasları gibi değil) oyunu açan, sakin aklı başında kısacası tam da beklediğimiz Nuri Şahin vardı.
Nuri sahanın 2. bölgesinde oynadığı ve oynattığı, futbolla Bana Tugay Kerimioğlunu hatırlattı.

7 Haziran 2009

FENERBAHÇE ANALİZ

-Fenerbahçe camiası için çok kötü bir sezon geride kaldı.Sezona Avrupada başarı ve Türkiye de şampiyonluk parolası ile girilirken sezon sonuda elde hiçbirşey yoktu. Takım ligi 4. bitirerek ve Türkiye Kupası'nda final oynayarak ancak yeni adıyla Avrupa Ligi ne katılmaya hak kazandı.Mayıs ayında Fenerbahçe de genel kurul vardı ve 10+3 parolası (her ne kadar anlamasamda 1998 Şubat ında göreve gelen Aziz Yıldırım ın 2009 Mayıs ını nasıl 10 yıl olarak hesapladığını) ile seçime giren Aziz Yıldırım Şadan Kalkavan a büyük bir fark atarak 3 yıl daha göreve geldi.Sezonun sona ermesi ile birlikte beklenen hamle yapıldı. Aragones görevden alınarak yerine Aziz Yıldırım ın kongrede söylediği 3 sene üst üste şampiyonluk sözünü gerçekleştirmeye en yakın isim olan Christoph Daum getirildi.İlk hamle doğru bir hamle olarak gözüküyor ki kamuoyunun da genel görüşü bu yöndedir.
-Sıra takımı doğru hamlelerle takviye etmek de,takıma bakılırsa koyulan hedeflere yürüyecek bir takım oluşturmak için ilk önce takımda ki geleceği belli olmayan 2 oyuncu Volkan ve Lugano nun durumunun netlik kazanması gerekiyor,bana göre bu iki oyuncunun da takımda kalması gerekiyor.Sözleşme yenilenen Deivid,Roberto Carlos ile Maldonado,Josico ve Luciano da izlenen formülle Edu nun sözleşmesi fesh edilerek takımdan gönderilmelidir.

-Yapılacak transferlere gelirsek ilk olarak Sivasspor dan alınan Bilica doğru bir isim.Kalitesiyle takıma faydalı olacaktır,Lugano ile iyi bir ikili oluşturacaklarını düşünüyorum.
-Bundan sonra bence en önemli bölge olan ön libero transferleri geliyor ve gündemde ki isimlere bakılırsa transfer edilemeseler bile ilk defa bu sezon yazılan isimler Fenerbahçe için en uygun ve doğru isimlerdir.Bunlardan Seedorf un alınması bence öncelik olup takıma monte edilmesi gerekiyor,tamam yaşı 33 olabilir ama unutulmasın ki oyunun iki tarafını da oynayabilen piyasada ki birkaç futbolcudan biridir ve bu sezon Milan da oynadığı maçlarda görebildiğim kadarıyla en az 2 sene oynayacaktır.Tekniği,üstün oyun zekası,sert ve isabetli şutları ile takıma çok büyük katkı sağlayacaktır onun gelmesi en çok Guiza nın verimini arttıracaktır.Bugüne kadar 3 farklı takımda Şampiyonlar Ligi ni kazanan tek futbolcu olmasıda onun ne kadar bütük bir oyuncu olduğunu gösteriyor.

-Gündemde olan başka bir isim Poulsen de takıma dinamizm katacaktır ve Emre ile iyi bir ikili oluşturacaktır.Her ne kadar tekniği Emre ve Seedorf kadar olmasa da oyunun defansif yönü için alınacak ideal ve standartın üzerinde bir oyuncudur.Fenerbahçe nin aradığı savaşçı ruhu katacak en önemli transferdir.
-Bir başka isim A. Madrid li Maxi Rodriguez ise çok zor bir transfer olarak gözüküyor ama alınırsa Fenerbahçe tarihinin en iyi orta sahası olan bu dörtlüye girecek.Takımın Seedorf ve Emre ile birlikte beyni olacaktır.Sağ kanattan yapacağı bindirmelerle ve isabetli pasları ortaları ile forvetlerin gol krallığa koşmasına katkı yapacak(Diego Forlan a yaptığı gibi) büyük bir futbolcu ama alınması çok zor gözüküyor.A.Madrid bırakmaz,bıraksa da Avrupa dan bir çok talibi olan bir oyuncu olması transferi zora sokuyor.Tabii ki bu yönetimin daha önceki transferde ki başarısı taraftarları bu konuda ümitlendiriyor.













-Burada bonservisi alınan Mehmet Topuz dan bahsetmedim çünkü Mehmet Topuz verdiği demeçlerden sonra Fenerbahçe de oynayacağını veya oynayabileceğini hiç zannetmiyorum.Roberto Carlos un yerine de Gaziantep teki genç ve çok yetenekli olan İsmail in alınması Fenerbahçe nin sol bekini 1o yıl garanti altına alcaktır.Fenerbahçe nin çok iyi bir forvete de ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum ama buraya alternatif kaliteli oyuncular da alınarak takviye edilebilir.Yönetimin transfere 50 milyon euro ayırdığını düşünürsek bu isimler çok da uzak değil aslında sadece maddi açıdan bakarsak çünkü Juventus lu Poulsen in bonservisinin 8-10 milyon euro civarında olduğu söyleniyor.Seedorf u da artık revizyona giden Milan ın gözden çıkardığını düşünürsek 6-7 milyon euro ya alınabilir.Geriye 35 milyon euro kalıyor ki kulüpleri satmayı düşünürse Maxi Rodriguez ve gurbetçi oyunculardan Gökhan İnler ve Mevlüt Erdinç gibi oyuncuların bu paralara alınabileceğini düşünüyorum.

-Bu oyunculardan sonra oluşan takıma bakarsak gerçekten göz kamaştırıcı bir 11 ortaya çıkıyor.

Kaleci:Volkan Demirel

Defans:Gökhan Gönül,Lugano,Bilica,İsmail

Orta Saha:Maxi Rodriguez,Poulsen,Emre,Seedorf
Forvet:Guiza,Semih

6 Haziran 2009

Bu Son Olsun



Evet iyi bir sezon geçirdi.
Evet şampiyon takımın önemli bir parçasıydı.
Ama artık yeter.

Stoperlerin sakat olduğu ve Hakan Balta'nın stoper mevkisinde oynamak zorunda kaldığı, kritik maçlarda günü kurtarmak amacıyla oynatıldığında hak veririm.
Fakat bir hazırlık maçında (Fransa ile oynanması daha özel yapar) hazır sezonu bitmişken; Toraman'ı hala Milli Takım'a almayıp onun yerine çağırdığın genç Eren Güngör kenarda şans beklerken. Hakan Balta'yı stoper oynatıp 35 lik Deli İbo'ya sol bekde görev vermek neye hazırlıktır anlamıyorum. İbrahim artık ne için ümit vadedebilir ki? (Caner Erkin'in de kenarda beklediğini hatırlatmak isterim)
Eğer Jest yapmaksa amaç; Azerbaycan maçında yaptın işte. Jesti kime yapıyorsun Üzülmez'e mi Anelka'ya mı.
Fransa karşısında özel maçta alınacak yenilgi çok da önemli değil ama maçın 38. dakikasında(ki maç başından beri sol taraf SOS verdi) önce Anelka'yı kaçırıp, daha sonra Volkanın alacağı topu yumuşak bir kafa darbesi ile Anelka'nın önüne atıp, son olarak da artık zaten golle sonuçlanacak pozisyonda Anelkayı indirip milli takımı on kişi bırakan İbrahim Üzülmez, bütün futbol zevkimizin içine turp sıktı.
Şaşırdık mı ? Hayır
İbrahim daha önce çok daha kritik maçlarda yapmadı mı aynısını?

Örnek: 2006 dünya kupası elemelerinde Parken Stadı'nda oynanan 1-1 lik Danimarka maçında. Daha geçtiğimiz aylarda Ali Sami Yen'de oynadığımız ve 1-2 mağlup olduğumuz İspanya maçında.

Umarım Bu gün itibariyle, İbrahim Üzülmez'e Bu güne kadar ki Hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz ve önümüzde ki dönemlerde yolumuza onsuz devam ederiz

5 Haziran 2009

AYNI HAMAM, AYNI TAS

-Dün gece ajanslara son dakika gelişmesi olarak düşen haberde Beşiktaş ın Mehmet Topuz u renklerine bağladığı bildiriyordu.Hemen ardından Mehmet topuz Ntvspor a telefonla bağlanarak Beşiktaş la anlaştığını bundan sonra futbol hayatını Beşiktaş ta sürdüreceğini ve artık imzadan sonra klasikleşen" Ben zaten çocukluktan beri Beşiktaşlıyım,ailece Beşiktaş taraftarı olduğunu söylüyordu.

-Bugün akşama doğruysa Fenerbahçe resmi sitesinden Mehmet Topuz için Kayserispor la anlaşıldığını ve bonservisinin artık Fenerbahçe de olduğu açıklandı.
Fenerbahçe doğru olanı yaparak önce kulübüyle anlaşıp transferi resmi olarak bitirmiştir.





-Aslında yöneticilik tarzını ve kafasını:) hiç beğenmediğim Yıldırım Demirören şu 4-5 aylık süreçte yaptığı bütün doğruların üzerini bir kalemde çizmeyi başarmış oldu.
Fenerbahçe nin talip olduğu her oyuncunun üzerine atlayarak transfer etmeye veya transferi bozmaya çalışma adeti değişmeden; Kısacası bu adamın ve mevcud Beşiktaş yönetimi Fenerbahce kompleksinden kurtulmadan.Beşiktaş ın şampiyonluk kutlamaları her 20 senede, en fazla 3 kez tekrarlanabilir.

Frank Rijkaard Galatasaray'da

Galatasaray Transfer çalışmalarına tıpkı geçen sene yaptığı gibi sesiz sedasız ama etkili bir şekilde devam ediyor. Juan de Ramos, Poul le Guen, Ben Schuster gibi isimlerin ön plana çıktığı bir dönemde, hatta son olarak, Co Adriaanse anlaşıldığı bile idda edilmişti ki, Bu idda GS taraftarını rahatsız etmişti.
Bu söylentiler arasında adı hiç geçmeyen Frank Rijkaard'ın getirilmesinin, ve bu transferin erken bitirilmesinin Galatasaray için önemli bir transfer başarısı olduğunuı söylemek gerek.

TOTAL FUTBOLA MÜSADE EDİN
Sanırım
Franck Rijkaard'ın Hollanda Milli Takımı ve Barcelona'da ki antrenörlük kariyerinden hatta futbolculuk dönemlerinden kalan total futbol anlayışını anlatmaya gerek yok. Ancak Adnan Polat, Adnan Sezgin, Haldu Üstünel ve Kallinin bir arada bulunduğu ortamda şinini ne kadar rahat yapabilir hep beraber göreceğiz.

Artık yönetimin yapması gereken en önemli şey; Başta Adnan sezgin olmak üzere, bu bugüne kadar futbola müdahele eden bütün yöneticilerin pasifize edilmesi ve Sözün Total Futbol'un kralına bırakılması.

İLK İNTİBA VE DİEGO FORLAN


Bu adamı ilk defa bu maçta izlemiştim. Bu günlere geleceğini hiç tahmin etmemiştim

NİHAYET MEHMET TOPUZ TRANSFER EDİLDİ

Ertuğrul Sağlam'ın göreve başlamasıyla birlikte çok büyük bir çıkış yaşayan Kayserispor'da, ön plana çıkan iki oyuncu, bir anda transferin gözde isimleri oldu. Gökhan Ünal ve Mehmet Topuz.
O gün bu gündür Transfer sezonu ne zaman açılsa bu iki oyuncu Büyük takımlara transfer edilir durur. Gökhan Ünal'ın geçen sene Trabzonspor'a transferiyle birlikte Transferin tek gözdesi haline gelen Topuz için nihayet beklenen haber geldi.
Gerçi ben dahil çok kişi Revizyona hazırlanan Fenerbahce'ye gideceğini dsüşünüyordu ama, Beşiktaş sağlam bir hamleyle Topuzu renklerine bağlamayı başardı.

Kayserispor'dan alınan bilgiye göre BJK Kayseriye 5 milyon euro, Topuza da yıllık 1.5 milyon euro verecekmiş

İBO, ETO+30 EDER Mİ?


Hiç ihtimal vermiyordum ama gerçekleşecek galiba. Barcelona İbrahimovic için Eto+30 milyon euro verecekmiş. Eto'nun Barca'dan, Zlatan'ınsa İnter'den ayrılmak istediği de aşikar. Konuşulan para çok uçuk bir değişiklik olacaktır illaki. Zira Eto ile İbrahimovic arasında bukadar büyükbir fark olmadığı kanısındayım.
Ben bir Barca taraftarı olarak İbo gibi kendini beğenmiş bir adamı Katalunya da görmek istemem. Futbol becerilerine saygı duysamda İbrahimovic'in Barcelona'nın temiz ve sportmen takım kadrosuna uymayacağını düşünüyorum.

YENİ 5 KAKA

Ve Nihayet beklenen oldu. Yeni Başkan yardımcısı Zidane Kaka ile resmi sözleşme imzalandığını söyledi. Zidane'nin yılldardır büyütüp beslediği, byefendi imajına istinaden bu haberin doğru olduğunu düşünüyorum.
Ben Zizou'nun yalancısıyım

4 Haziran 2009

Bülent Korkmaz Dönemi Sona Ermez

Galatasaray Yönetimi bugün Bülent Korkmaz'ın istifasını kabul ettiklerini açıklamış. Şaşırmadık maalesef. Kızamadık da. Bülent'in başarısız olduğu gerçek.Gelecek için umut vermediği de.
Acı tarafıysa bu beraberliğin böyle sonuçlanacağı bilindiği halde, belkide böyle sonuçlanacağı bilindiği için Bülent'in takımın başına getirilmesiydi. Yönetimin hatalarından doğacak tepkiye, paratonel olarak göreve getirilen Bülent. Yetersizliği dolayısıyla görevden alyrılıyor. Maalesef bir Galatasaray efsanesi daha, kendileri kadar Galatasaray'lı olmayanlar tarafından harcanmış oldu. Bu arada Yönetim Bülent Korkmaz'ın Anlaşmasını fesh edebilir, Teknik direktör Bülent Korkmaz'la yolları ayırabilir ama Büyük Kapatanla Galatasaray'ın yollarını Kimse Ayıramaz.

SENİ HEP BÖYLE HATIRLAYACAĞIZ BÜYÜK KAPTAN

3 Haziran 2009

El Galacticos'un Şahı Geri Döndü

-El Galacticos efsanesinin mimarı Florentino Perez in başkanlığa gelmesiyle yeniden gözler Real Madrid e çevrildi. Transfer için birçok isim gündeme gelirken beni en çok heyecenlandıran Sportif Direktörlük görevine getirilen Zinedine Zidane oldu.Perez öyle biriyle başladı ki transfere alacağı isimler artık ne kadar heyecanlandırır bilinmez.

-Bundan sonra Real den alacağım en iyi haber Perez in Zizou yu ikna edip en azından birkaç maçta onu sahada tekrar görmemizi sağlaması.Düşünmesi bile heyecan verici benim için.Sihirli kürenin büyücüsü sizce de çok erken ayrılmada mı aramızdan?

El GALLAKTİKOS START VERDİ

Florentino Perez göreve başladı ve Willereal'in eski hocası Pellegrini, hayali olarak adalandırdığı Real Madrid Teknikdirektörlüğü görevine getirildi. Ya Real Madrid'in hayali ne durumda.

Cristiano Ronaldo'dan ümidini kesen Madrid, yeni Gallaktikos hayali için rotayı tekrar Kaka'ya çevirdi. Geçtiğimiz günlerde, Milan Camiasının dar boğazdan çıkmak için gerekirse Kakayı satmayı düşündünü de varsayarsak pek gerçek dışı değil.

YİNE,YENİ,YENİDEN


Ve Daum tekrar Fenerbahce'de. Son zamanlarda revizyondan çokca bahsediyordu zaten Fenerbahce. 2003 yılında takım yine buna benzer(hatta daha kötü) bir haldeyken takımın başına geçmiş, Ümit Milli Takım iskeletinden oluğturduğu Fenerbahce'yle 3 yılda 2 kere şampiyonluk yaşamış 3. senesindeyse 81 puan toplamasına rağmen 83 puanlı Galatasarayın ardından 2. olmuştu.
Neden gittiğine anlam verememiştim. Ama Neden döndüğünü anlamak zor değil.

Daum geldi şimdi bir Hoojdonk lazım.

2 Haziran 2009

DOSTLAR ALIŞVERİŞ DE GÖRSÜN

Ligin son haftasında oynanan Galatasaray Sivasspor maçı öncesinde Tugay Kerimoğlu için yoğun ilgi ve sempatiyle karşılanan bir tören düzenlendi, Türk fubolunun tartışmasız en büyük profösyoneline yapılan bu jest'i izlemek çok keyifliydi. Sivasspor'lu futbolcularında bu fotografa dahil olması bu gösteriyi daha seyrine doyulmaz bir hale getiriyordu. Ama bu fotograf sizce de biraz garip değil mi ?

Neden Tugay?

Eğer geçtiğimiz hafta sonu Blacburn Rowers taraftarı Tugay'a efsanevi bir veda düzenlemiş olmasalardı; Bu gün Tugay'a bu veda düzenlenir miydi. HAYIR

Tugay'ın bu töreni hak ettiği gerçek. Peki ya diğerleri. Tugay 1999-2000 sezonu ortasında Galatasaraydan ayrıldığınada takımda kalan ve UEFA Kupasını kazanan futbolcuların hangisine, bunun yanından yakınından geçecek bir tören düzenlediniz. Hepsini sessiz sedasız takımdan uzaklaştırdınız. Bu gün takımın başındaki efsane kaptan Bülent Korkmaz'a(bir hoca bulursanız kapının önüne koyacaksınız) düzenlediniz mi böyle bir tören. Arfiler, Hakan Ünsallar,Ergünler,Davalalar,Okanlar... hak etmedilr mi onore edilmeyi. Türk futbolunun bütün rekorlarını kran Hakan Şükür bu sene futbolu (bırakmak zorunda kaldı) bıraktı. Ne yaptınız.

Yakın zamanda Blackburn Rowers'la Tugay'ın jubile maçına İngiltereye gideceksiniz. Gidin gidinde DOSTLAR ALIŞVERİŞ DE GÖRSÜN

Gitti Bizim Final


Madrid'de Ferderin kazanması ile daha heyecanlı bir hal alan ve artık neredeyse Nadal'a zimmetli olduğunu düşündüğüm Roland Garros'dan az önce aldığım acı bir haberle yıkıldım. Meğer Nadal 4. turda İsveçli Robin Soderling'e 3-1 kaybetmiş. Beklediğimiz Nadal vs Federer finali gerçekleşemeyecek Fransa Açıkta. Ne yapalım artık Wimbledon'u bekliyeceğiz. Bari Roland Garrosu Federer kazansada Wimbledon'da heyecen bir kat daha artsa.
Bu arada bayanlarda son şampiyon Ana Ivanovic'de kaybetmiş. Çok önemli değil. Çünkü Sharapova yoluna devam ediyor :) . 9 aydır izleyemiyorduk. Umarım sonuna kadar devam eder. Ayrıca bir Serena Williams vs Maria Sharapova izlemek de Fena olmaz.

BÜYÜK KAPTANA, BÜYÜK AYIP EDİLİYOR

Galatasaray Başkan Yardımcısı Yiğid Şardan, bu gün kulüp binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantı boyunca, sezon genelinde yapılan hatalar için günah çıkartan
Şardan'ın (GS yönetimi) Teknik direktör konusunda söyledikleriyse, hayli rahatsız ediciydi.
Şardan Teknik Direktör arayışlarımız devam ediyor. Ama Bülent Korkmaz'la da devam edebiliriz.diyor. Gerekce olarakda Bülent'in sadece 12 hafta takımın başında sahaya çıkmasını ve bu sürenin, bir hoca hakkında karar vermek için kısa bir süre olmasını gösteriyor.
Yani şardan diyor ki: Biz Bülent'i göndermek istiyoruz ve yeni bir hoca arıyoruz. Tabi iyi bir hocayla anlaşmak kolay değil. Muhtemel bir olumsuzluğa karşı da Bülent'in kontratını fesh etmiyoruz. Hem bunun için bahanemiz de var. Bülent geleli daha 11 hafta oldu. Hem Bülent büyük kaptan. Onu bu kadar çabuk harcayamayız. Haa yeni bir hoca bulursak ayrı.
Yönetimin kendilerine kalkan Bülent'i kendilerine kalkan olarak, takımın başına getirdiğini söylemeye gerek yok herhalde. Ama bu kadarı ayıp. Ne demek hoca arıyoruz ama Bülent'lede devam edebiliriz? Bahsettiğiniz kişi Bir Galatasaray efsanesidir ve Galatasarya hizmeti hepinizden fazldır.
Gerekirse, Bülent Korkmaz başarısız olmuştur dersiniz. Kontratını fesh edersiniz. Ve kimse size karışmaz(Ben de hak veririm).Ama Bülent hala takımın başındayken yeni hoca ararsanız, yetmezmiş gibi bunu basınla paylaşır bir de PİŞKİN PİŞKİN Bülent'le bile, evet Bülent'le bile devam etme ihtimalimiz var derseniz...BÜYÜK KAPTANA ÇOK BÜYÜK AYIP ETMİŞ OLUESUNUZ.

Bülen Korkamza en büyük örnek geçtiğimiz sezon lig de liderken, yönetimin (gizlice) antrenör araması üzerine Beşiktaştan istifa eden Ertuğrul Sağlam olmalıdır.

ADAM GİBİ GELDİM, ADAM GİBİ KALDIM ADAM GİBİ GİDERİM

1 Haziran 2009

ORLANDO'DAN MAGİC


Orlando magic kuruluşunun 20.yılında birkez daha NBA finallerinde, En son 1995 yılında bu noktaya gelmiş olan Florida ekibinin başarısında Hidayetin de büyük pay sahibi olması,Magicin bu başarısını bizim içinde kıymetli hale getiriyor. NBA Finallerinde LA Lakers'a karşı oynayacak olan Magic, bana göre artık favori. Eğer Favori takımı geçtiysen artık favori sensindir


STAN VAN GUNDY
Saha kenarında, kıpır kıpır çılgın bir adam. Her an zıvanadan çıkabilir, avaz avaz bağırabilir.henüz maçın ilk çeyreğiyken teknik faul alabilir. Ama bu bile onu antipatik yapmaya yetmez, suratındaki ifade, onu her gördüğünüzde, sizde hafif bir tebessüm oluşturur.
Magiç bu sene normal sezonu lig 4.sü, Batı konferansını da 3. sırada tamamladı. Dolayısıyla yılın koçu Clevland'ın koçu Mike Brown seçildi ki Cavs'ın bu sene geçirdiği sezona bakılınca hiç de haksız sayılmazdı.
Zaten Gundy'i farklı yapan da Cavs'ı geçmesi ve final oynaması değil. Kimsenin denemediği bir sistemi denemesi ve bu sistem üzerinde ısrar etmesi.Geçtiğimiz sene içinde, bu sezon Oklahoma ya taşınan Seattle SuperSonics organizasyonundan, yüksek kontratına rağmen Rashard Lewis'in takıma katılmasıyla birlikte, tam 4 şutör ve bir uzunla sahada kalan ve Süperman'ı tek uzun olarak pivot bölgede tutan Gundy, kimsenin denemediği bu sistemle ve sisteme uygun oyuncularla fark yaratmayı başardı.
KRAL DEMOKRASİYE YENİLDİ

Şüpjesiz ki ,The King Lebron James bu serinin Atlanta ve Detroit serilerinden daha zor geçeceğinin farkındaydı ama bukadar yalnız kalacağını tahmin etmesi zordur. Zira Konferans Finalleri boyunca Cavs'ın kanal kısmı Lebronu izlemekten başka hiç bir şey yapmadı. Mo Williams bu maçların oyuncusu olmadığını bir kez daha gösterirken.Varejao ve Ilgauskas Süperman karşısında çaresiz kaldılar. Seri boyunca James'e tek hatırı sayılır katkı Delonte West'den geldi. Zaman zaman Sasha Pavlovic in skor katkısı olduysada, Lebronun son maça kadar 40 sayının altına inmediği seride Cleveland sadece iki maç kazanabildi. Clevleland Cavaliers, bu seride, sadece Dwayne Wade'in eline bakan Miami Heat'den bile daha muhtaç göründü James'e Bunun yanında Hidatein liderliğinde ki Magic'de durum tamamen farklıydı.Magic, Cavs karşısında, Stan Van Gundy nin 4 sutörlü sistemi ile tüm oyuncularından katkı gördü. Hidayetin çok yönlü oyunu ile Lewis,Lee,Alston ve Howard'ın yanında, yedekden gelen Marcin Gortat,Anthony Johnson ve Bu sene oyununu bir kaç adım yukarı taşıyan Michael Pietrus'un katkıları Doğu Konferansı şampüyonluğunu getirdi.

SÜPERMAN MVP YE GÖZ KIRPDI

Eğer Magic kazanırsa Howard yılın savunmacısı ödülünden sonra haklı olarak Finallerin MVP si seçilecek, Peki Macigin her sıkıştığı anda devreye giren ve oyunun liderliğini eline alarak, takımı krizden çıkaran, Magic'den tam 3 oyuncu Allstar'a giderken, o üç kişi arasına giremeyen Hidayet Türkoğluna hangi ödül verilecek bu sene.

HİDAYET TÜRKOĞLU (Gönüllerin MVP'si)




Türk olduğu için mi bilmem ama Play off larda, özellikle Philedephia ile oynanan ve Hido'nun üçlüğüyle sonuçlanan, serinin üçüncü maçından itibaren bana Magic'in en iyi ouncusuymuş gibi geliyor Türkoğlu. NBA daki ilk yıllarında top almaktan çekinir bir hali olan Hido, artık her hücumda en az bir kez eline top değmesi gereken oyuncu halinde geldi. Takım sıkıştığı anda 1 numaralı posizyona da, 4 numaralı posizyona da geçebilecek kadar çok yönlü oynayabilen Hido, Bilhassa topun el yaktığı dakikalardaki soğukkanlılığı ve oynadığı müthiş oyunla Mr. Fourth Quarter Lakabını aldı. NBA da ulusal yayında eğer maçın son saniyeleri ve Magic'in sayıya hitiyacı varsa Yayıncı kuruluşun Hidoyu hemen yakın plana alması Hido'nun Orlando için ne demek olduğunu gözler önüne seriyor aslında.




Hidoya NBA finallerinde başarılar dilerken, yazın oynanacak Avrupa Şampiyonasında ondan çok şey beklediğimizi söylemeye gerek yok diyr düşünüyorum.