Maçın Hikayeleri
Barcelona FC, Manchester United Final karşılşması bir çok hikayeyi içinde barındırsa da; Dünyanın en iyi iki futbolcusu kim sorusuna, kısmende olsa verebilceği cevap bütün hikayelerin önüne geçti.
Messi mi? Ronaldo mu?
BEKLENEN REKABET BUYDU
Bu iki kare ise, iki oyuncunun maç boyunca gösterdikleri performansların yüzlerine aksedişi gibi.
Bu soruya bir maç üzerinden cevap bulmak doğru olmaz tabi. Ama bu sorunun cevabını nu karşılaşmadan bekliyorsanız. Cevap açık.
Benim görüşüm değil. Final'in görüşü.


Messi mi, İniesta mı ?

Bu gece kafamda ki soruya cevap bulmayı beklerken. Zihnimi yeni bir soru kurcalamaya başladı.
Messi mi? İniesta mı? Xavi mi?
Maçın yıldızı tartışmasız Xavi idi. (zaten maçın adamı seçildi)

Tam sekiz sene Arsenal'de fırtına gibi esen. Klüp tarihinin en büyük başarılarına imza atan Fransız. Kuzey Londra ekibinde önce 17 Mayıs 2000 de UEFA kupası finalinde Galatasary'a. 17 mayıs 2006 te bu kez Şampiyonlar ligi Finalinde Barcelona'ya kaybetmiş ve 2006-2007 sezonu sonunda, Arsen Wenger için, ona ve genç ekibine çok inanıyorum ve hayranım ama benim bekleyecek sekiz senem daha yok diyerek Arsenal'den ayrılma kararı almış ve bir Avrupa Kupası almak için, hedefiyle doğru orantılı olan Barcelona'ya transfer olmuştu. Geçtiğimiz yıl düşük performanslarına rağmen Deco ve Ronaldinhonun arkasında bekleyen ve sezon başındaysa takımdan ayrılması gündemde olan Henry. takımda kalarak Barca'nın bu muhteşem senesinde müthiş performansıyla hem amacına ulaştı hem Barca'nın hedefine ulaşması yolunda vazgeçilmez parçalardan biri oldu.


Bu gün farkettim ki Barcelona bekleri Cristiano Ronaldoyu sahadan siliyor. Stoper olmasına karşın, serde beklik var kabilinden bu gün defansın sağında oynayan Puyol, Ronaldoya adım attırmazken, yaptığı bindirmelerle de (iyi orta yapamamasına rağmen) United savunmasına zor anlar yaşattı.
Hal böyle olunca, aklıma hemen Barca'nın geçen sene United'a elendiği yarı final karşılaşmaları geldi. İki maç boyunca Ronaldo'yu sahada görmemiştim. Zambrotta adeta Ronaldoyu silkulase etmişti. Tıpkı bu gün Puyol'un yaptığı gibi.
Zira bu gün Ronaldo'yu maçın başında attığı freekick dışında sadece Puyol'a yaptğı fauller sırasında gördüm.

ÖRNEK






Stajyer kupaları üçledi
Bu gün sahada tarihe geçmeyi bekleyen iki teknink drektör vardı. Bir Antrenörlük kariyerine 1978 yılında Aberden ile başlayan ve 1986 yılında geldiği Manchester United kulubünde Efsane olan 68 yaşında ki Sir Alex Ferguson. Diğer tarafta Ferguson göreve başladığında sadece 7 yaşında olan ve buseneye kadar hiçbir profösyonel takım öalıştırmamış, Barca'nın eski B takımı antrenörü ve efsanevi futbolcusu Guardiola.
Alex Ferguson Sayısız başarılarına bir yenisini daha eklemek isterken, Şampiyonlar Ligini iki sene üst üste kazanan tek antrenör olarak tarihe geçmeyi bekliyordu.Ama tarihe geçen poröfosyonel kariyerinin ilk senesinde üç kupayı birden kaldıran Guardiola oldu. Ayrıca hem sahaya sürdükleri takımlar, hem maç içerisinde yaptıkları değişiklikler göz önünde bulundurulunca hangisi daha tecrübeli diye düşünmekten kendimi alamadım.






Bu gün Barcelona ilk onbirinde alt yapıdan gelen tam yedi oyuncu vardı. Bir de Tekin Direktör.
Ferguson şaşırttı Ferguson Barcelona'yı daha önce hiç izlememiş gibiydi. Bu gün bir kaç kez Barcelonayı izlemiş herhangi biri.Barca'ya karşı ortasahayı sağlam tutmak gerektiğini aksi halde Xavi, İniesta ikilisinin maç boyu size kabir azabı çektireceğini sçyleyebilir.Ki böylede oldu. Buna karşılık Ferguson tek ortasaha oyuncusu gibi ortasaha oyuncusu olan Schols'u sekseninci dakikaya yaklaşılırken oyuna soktu. Skor 2-0 dı.
ALT YAPI









Hiç yorum yok:
Yorum Gönder