2 Ekim 2009

Yapma Be Galatasaray

Sinirlerim bozuk. Hala kalacak yer sıkıntısı çekiyorum. Son postu nezaman girdim bilmiyorum. O gün bu gündür ilk defa internete girebilme şansı buldum. Bir de ders kayıtı yapmak için öğrenci işlerinde bulmuştum. En son Galatarsaray Eskişehirspor maçında tv izleme fırsatı bulmuştum. Bir de dünkü maçın yetişebildiğim kısmından sonrasında. Okulların açılması ve akabinde yaşanan karmaşa, öğrencilikten uzak kaldığım bir yılın aslında hiç fena bir yıl olmadığını düşündürsede, tekrardan okulada olmak güzel. Neyse konumuz bu değil. deplasmanda alınan Panathinaikos galibiyetinin (ki bu galibiyete zafer diyenler var.) ardından, daha kolay ir rakip olarak görünen Sturm Graz karşısında Galatasara'yın farklı kazanacağını düşündü herkes. (İtiraf edeyim ki bende:)) )
Fakat öyle olmadı.




Belki yeri değil ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Doğan yayın gurubunun spikerleri, sadece kötü spiker değiller. Aynı zamanda spordan da anlamıyorlar. Hemen örneğini de vereyim. İnönüde oynanan Beşiktaş - ManUTD maçında sevgili spikerimiz Fergusson'un hiç bukadar aciz kaldığını görmediğini söylüyor. (Barca karşısında bile bukara kötü duruma düşmemiş United.) İşin kötüsü izleyenleri de etkiliyor. Zira maç sonrası BJK'nin daha iyi oynadığını söyleyen arkadaşlarım çıktı. Daha İlginci Sinan Şamilsam'ın Türkiyede yaptığı altın kemer mücadelesinde (ki ikinci rauntdan itibaren tek gözü kapalı sdövüşmek kalmıştır Sinan. ) Sinan'ın maçı önde götürdüğünü ve eğer bir Ali Cengiz dönmezse kazanacağını idda etmiş. Ve maçı Sinan'ın kaybettiği açıklanınca da baya yakınmıştı, sevgili startv spikeri arkadaşımız. (Türklere hep böyle davranıyorlar diye.) VB bir sürü örnek.

Dünkü maça dönersek bizi kahve köşelerine mahkum eden (ki TRT de yayınlasa kahvede izleyebilecektim zira başka çarem yoktu.) Aydın Doğan'ın kanalının maç anlatıcısı abimiz, Sturm Graz'ın oyunu kendi sahasında kabullendiğini ve fizik gücünün Galatasaray'la mukayese edilemeyeceğini anlattı durdu. Zira eğer anlattığı benim izlediğim maç ise durum hiç de öyle değildi. Devamlı önde basan bir rakip vardı galatasaray'ın karşısında. Ayhan'ın sakatlıktan henüz çıkmış olması ve Mehmet Topal'ın bir türlü toparlayamaması ise Rakibin ekmeğine yağ sürdü. Galatasary ilk yarıda iyi oynamasa da bol pozisyonbuldu. Şom ağızlı spikerimizin ilk yarının sonunda gol gelecek demesi üzerine ise gol geldi. Ve Graz Sami Yen'de 0-1 öne geçti.

ikinci Yarıda ise Elano Ayhan'ın pozisyonuna geçti. Ve Hastası olduğum adam sahada ki yerini aldı. Zira Son haftalarda çok etkisiz kaldı Kewell. Dünde bekleneni veremedi. Baros yine sonuna kadarb oyunu zorladı. Uyum sorununu henüz atlatamayan Elano, rakib savunmanın kucağına oturmak zorunda kalmadığı MC posisyonunda daha etkili oldu. Panathinaikos maçında yaptığı asistin aynısını yaptı Baros'a. Baros da aynı golü attı neredeyse. Atıığı gol öncesinde direkten dönen top ise bu maçın ancak berabere biteceğini işaret eder gibiydi.

Sabri'ye kızmaya çok alışmışız Zira direkten dönen pozisyonda, topa müthiş bir vuruş yaptı.Yinede yemediği küfür kalmadı Sabriye kızacaksak tekrar hakemleri ısırmaya başladığı için kızalım.


Arda'ya başka bir postda tekrar değinmeyi düşünüyorum. Şimdilik bukadar olsun. Bende dersime gireyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder