ALİ TOPU AT
Federasyon'un ligin beş ağustosta başlayacağını açıklaması üzerine"Bu ateş üfleyerek sönmez" açıklmasını yapan Galatasaraya ateş püsküren kulüpler birliği ve federasyon, tükürdüğünü yalayıp ligi dokuz eylüle ertelemiş ve on beş ağustosa kadar karar verileceğini belirtmişti. Nitekim bu süreçte savcılıktan, günün popüler tabiriyle yirmi altı klasör belge alınmış ve etik kurulu tarafından incelenmişti. On beş ağustos günü geldiğinde ise beklenen olmamış ve federasyon karar almama kararı almış; Topu, iddianameyi bekleyeceğiz diyerek savcılığa, kendinden şüphesi olan Avrupa'ya gitmesin diyerek de UEFA ya atmıştı. İhraç edilip edilmemek Avrupa'ya gidecek takımların kendi problemi derken; Borsanın kapanmasını beklediğimiz için açıklamayı 17:30 aldık diyebilecek kadar da utanmazlaşabilmişti.O gün, birçokları FB ve BJK yi korumak adına böyle bir uygulamaya gidildiği düşünse de, işin maddi boyutu en baştan beri hissediliyordu. Zira şike davasının en büyük mağduru (100 yıllık kulüp mağdurdur şuçu netleşse de )Fenerbaçe'nin yöneticileri tüm açıklamalarında TFF'nin kararını alırken işin ekonomik boyutunu da düşünmesi gerektiğini ısrarla belirtiyor. Daha doğrusu federasyonu işin maddi boyutuyla tehdit ediyordu. On beş ağustos günü karar alınamamasının sebebi, tarafların savunmasının alınamaması olduğu belirtilmişti. Haklı olabilirlerdi ama bu durumda futbol askıya alınmalıydı güçleri yetmedi.
DECODER - ON / PLAY - OFF
Günler geçtikçe, durumdan en büyük rahatsızlığı duyan taraf olan yayıncı kuruluş kendini iyice hissettirmeye başlamıştı. Zira naklen yayın ihalesinde Türk Telekomla girdiği yarış sonucu , Süper Lige dört yüz milyon dolar civarı bir yatırım yapmıştı.Ülkenin dört büyük takımından üçü bu dava kapsamında küme düşme riski altındaydı ve Digitürk bunu kaldıramazdı. Zaten geçtiğimiz sezon (ne kadar doğru bilmem ) zarar etmişlerdi ve bu sene batmanın eşiğine gelebilirdi. Bu yüzden lig bir an önce başlamalıydı ve sezon sonuna kadar herhangi bir radikal karar alınmamalıydı. Ayrıca yayıncı kuruluşun başka bir talebi daha vardı. Kaybettiği zararı karşılamak için yeni bir sistem önerdi.Aslında önerdiği sistemin hiçbir yeniliği yoktu. Zira gezegende, yalnızca futbolun fazla gelişmediği ülkelerde uygulanan ve lig usulünü diğer turnuvalardan ayıran en büyük fark olan maraton olma özelliğini ortadan kaldıran, play-off sistemi getirilmesi kararı alındı. Böylece sezon sonunda muhtemelen dört büyük takım, ligi ilk dörtte bitirecek ve bu dört takım birbirleriyle tekrar lig usulü karşılaşacaktı. On iki maç daha oynanacaktı( Play-off sistemini eskileri ve artılarıyla, anketimizi de göz önünde bulundurarak daha sonra tekrar paylaşacağımız için şimdilik ayrıntıdan kaçıyorum.). Türk Futbolu'nun içinde bulunduğu maddi durumdan dolayı GS ve TS hariçi diğer kulüpler olaya balıklama atladı. Çünkü FB bir çıkmazın içindeydi ve lige tutunmalıydı. BJK yıllardır yaptığı transfer hataları neticesinde büyük bir batağa saplanmıştı ve bu gelirin sekteye uğramasını kaldıramazdı. En acısı Anadolu kulüpleri öyle bir durumdaydı ki naklen yayın gelirleri hariç hiç bir kaynakları yoktu. Onlar için ne şampiyon olmak önemliydi ne şike. Şampiyonluk gibi bir iddiaları da yoktu zaten. Hem de hiç birinin.
Ve bir gün TFF B"en yaptım oldu." dercesine Play-offun uygulanacağını açıkladı.
Ve bir gün TFF B"en yaptım oldu." dercesine Play-offun uygulanacağını açıkladı.
Yıldırım Demirören'in yaptığı şu açıklama, yayıncı kuruluşun kulüpleri nasıl boyunduruk altına aldığının resmi kaydı gibidir.
"Olumsuz tarafları yaşanacaktır ama futbol ailesinin tek amacı vardır; yere düşmüş futbolumuzu ayağa kaldırmak. Bu her futbolseverin birinci vazifesidir. Maç fazlalığı, derbi maçların fazla oynanması, bu canlılığı tekrar geri getirecektir. Kişiler geçicidir, kulüpler kalıcıdır, herkesin decoder alarak kulüplerine sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz''
Play-off hamlesi öyle bir hamleydi ki. Şike davası bir anda unutulmuştu.
ATEŞ ÜFLEYEREK SÖNMEDİ
23 Ağustos günü UEFA tarafından Türkiye'ye gelen gözlemciler hem M.A.A ile hem davayı yürüten savcılarla görüştüler. Savcılıktan gelen açıklama, gizlilik dolayısıyla belgelerin gösterilmediği doğrultusundaydı. Rivayet o ki UEFA gözlemcileri de, kesin bir delilin olmadığını belirtmişlerdi. Ne olduysa bir gün sonra TFF, ani bir kararla Fenerbahçe'nin Şampiyonlar ligine katılamayacağını belirtti. Bu durumda, ŞL ön eleme turunda elenmiş, başkanlığını şike soruşturmasında tutuksuz yargılanan, yurt dışı yasağı olan ve tedbirsiz olarak PFDK ya sevk edilmiş Sadri Şener'in yaptığı Trabzonspor gidecekti.Davanın bir diğer sanığı olan Beşiktaş da UEFA daki yoluna devam edecekti.
Trabzonspor'un ilk defa ŞL de mücadele edecek olması (her şeye rağmen çok ironik) kulübe olan sempatimden dolayı beni mutlu etse de; Federasyon'un basiretsizliği yüzünden, UEFA'nın Türkiye'ye yaptığı bu baskının sonuç vermesi onuruma dokunmakta.Yani önümüzde Milan ve Porto örnekleri varken bu iki kulüp kanıtlanmış şike davalarına rağmen ŞL de oynayabiliyorken, FB'nin ihraç edilmesinde TFF nin basiretsizliğini bana kim anlatabilir. (Özellikle düne kadar federasyonu deli gibi savunanlar).
Şimdi kafama takılan bir kaç soru var. Eğer ŞLye gitmek Trabzon'un hakkıysa, Fenerbahçe'nin Süper Ligde ne işi var? Yok eğer FB temizse federasyon ne işe yarar? Siz kimi kandırıyorsunuz?
Fenerbahce'nin Tahkime, CAS'a gitme hakkı var. Olmayan hukuk bilgimle soruyorum gizlilik ilkesi varsa belgeleri göremeden FB kendini nasıl savunacak ? FB haklı bulunursa TS ne olacak? Varsayalım ki FB aklandı ki mümkündür. O zaman ne olacak? Alacağı tazminat kaybettiği itibarı geri kazandıracak mı? Peki federasyon kime hesap verecek?
Sonuç ? Galatasaray ve Fenerbahçe Avrupada yok.
Süpriz mi? değil.
Şike var mı? Büyük ihtimalle
Fenerbahçe tek mi? Değil
Üflediler söndü mü? Hayır
En ne duruyoruz ? SPORTOTO SÜPER LİG HİÇ BİTMESİN.
HE BİDE PLAY-OFF VAR. BELKİ SENEYE KALKAR
maalesef kardeşim. futbolumuz yerde gerçekten de. ama dekoder almıyoruz bu sezon yine, kombine de almıyoruz, forma da almıyoruz. hatta oynayan varsa, iddaa da oynamıyoruz. bu derece manipulasyona açık bi lig için para kaybetmeye değmez. belki de tek eğlencesi tek muhabbeti futbol olan bi milleti düpedüz aptal yerine koymak bu.
YanıtlaSileğer dün federasyon uefa'nın baskısına boyu eğmeyip kardeşim biz bu sene hiç bir yere gelmioyoruz. sezonu da iddianameye kadar başlatmıyoruz. play-off geldi yarım sezon lig yaparız. uefa'ya da seneye geliriz deseydi hiç bir şaibesi kalmazdı bu ligin diye düşünüyorum. TFF okadar basiretsiz ki ne ufea'ya ne yayıncı kuruluşa söz söyleyebilecek kapasitesi yok.
YanıtlaSil