16 Eylül 2012

ŞAMPİYONLAR LİGİ AREFESİ ( ANTALYASPOR - GALATASARAY )


Beklediğimizden çok daha kolay sonuca ulaştığımız bir maç oldu. Maçın hemen başında orta sahada oyunun hakimiyetini aldık. Antalyaspor'un Selçuk'a adam adama savunmayla Galatasaray'ın oyununu bozma çabası Aydın ve özellikle Ambrabat'ın ikinci bölgede göbeğe yaklaşarak pas trafiğine katılmasıyla etkisiz hale getirildi. Umut ve Elmander'in orta sahaya müthiş desteği ve Aydın'ın topun arkasında kalma başarısı Galatasaray'ın topu rakibe vermemesini sağladı. İlk yirmi dakika gol harici net bir pozisyon bulamasa da tamamen Galatasaray'ın kontrolünde geçti. Antalyaspor ilk yirmi dakika güçlü rakibi karşısında varlık gösteremedi. Erken yenen gol Antalyaspor'u oynatmamaya dayalı oyun formatından vazgeçmek zorunda bırakınca; Yirmibeş ile otuzbeşinci dakikalaer arasında, net bir pozisyon bulamasa da, Tita'yla Galatasaray savunmasını zorlayan Kırmızı Beyazlılar duran toplarla etkili olmaya çalıştı. Bu on dakikanın sonunda  Amrabat hızlı hücumda şapkadan tavşan çıkarınca, Galatasaray Antalyaspor karşısında rahatladı. İsaac'ın saçma sapan hareketiyse Antalyaspor'a havlu attırdı.

İkinci yarıda sahada Antalyaspor adına pek birşey yoktu. Burak Yılmaz yine oyuna girdikten sonra çok etkili oldu. Dağılmış savunmanın arkasına yaptığı koşulardan ziyade gelen her topa müthiş vuruşlar yaptı. Maça girer girmez klasik bir Selçuk pasına, direkten dönen müthiş volesi maçın en güzel anıydı.  Gol bölgesi dışında topla buluştuğu pozisyonlarda topu çok akıllı kullandı ve iyi paslar attı. Müthiş bir serbest vuruşla golünü de attı. Burak kaleciyi geçtiği pozisyonda, psikolojik olarak yere düşmemek için kendini zorladı. Kaleciyi geçmesine rağmen net müdahale dolayısıyla pozisyonunu kaybetti. Ve penaltı verilmedi. Kendini yere bıraksa laf edilecek, bırakmasa penaltı verilmiyor. Sözde futbol severler şark kurnazlığını bırakmadıkça bu ülkede bazı şeyler düzelmeyecek. Umut ise maç boyu sergilediği müthiş mücadelesini golle tamamladı.

Takımda fizik gücü yükseldikçe kadro tercihleri de netleşiyor. Sol bek hariç her pozisyonda alternatifler var ve çoğu formda oyuncular.

Kartalspor maçının yıldızı Yekta'nın oyuna girmesini bekliyorduk. Öyle de oldu. Bu değişiklikle orta sahayı üçledi Galatasaray. Bursaspor maçında da bu değişimi görmüştük. Maçın rahatlığı kadroda oynamaya izin verse de oyun devam ederken bu değişiklikleri yapabilmek, büyük takımların fark yarattığı durumların başında gelir. Yekta oynadıkça Selçuk- Melo orta sahasına iyi bir alternatif olacaktır. Yekta için kadro genişliği açısından beni en çok umutlandıran oyuncu diyebilirim.

Amrabat artık Emre'den formayı almış görünüyor. Maç boyunca hem kanattan hem göbekten her pozisyonda olmaya çalıştı. Topu olumlu kulllanmak için çaba sarf etti. İyi şutlar çıkardı. Tek dezavantajı Emre kadar savunmaya katılamaması. Bu da farklı maçlarda Emre'yle yer değiştirmesine sebep olacaktır.

Aydın geçen sezon yıllar sonra ilk defa pırıltı vermişti. Bu sezon yine olumlu başladı. Her şeyden önce sadece dripling yapıp orta açarak Galataray'da kalamayacağının farkında artık. İlk yarı takım savunmasına ciddi katkı yaptı. Bir Hamit fiziğine ve savunma gücüne sahip değil elbette ama topun arkasında kalmayı başardı.Selçuk'un baskı altında olduğu dönemlerde pas trafiğine katıldı. Zaman zaman çok iyi top sakladı. İkinci yarıda pek oyunda yoktu. Çabuk yoruldu.

Eboue yine müthiş bindirmeler yaptı. Bu ligin çok üstünde bir oyuncu.

Hakan Balta standart oyununu oynadı. İlk yarı birkaç hücumda kendinden beklenmeyen koşular yaptı. Elmander'e güzel bir pas verdi. İkinci yarı gereksiz top saklama girişimleri vardı. Kartal maçı gösterdi ki; şu anda alternatifi olmayan tek oyuncu ve malesef sakat.

Selçuk için artık pek birşey söylemeye gerek yok adam adama savunmayla oynadığı dönemde dahi mükemmel oynadı. Öne geçildikten sonraysa oyunun kontrolünü tamamen eline aldı. Attığı pasların asist niteliği taşımaması tamamen şanssızlıktı.

Melo yavaş yavaş form tutuyor. Biraz daha zamana ihtiyacı var. Seksen günlük tatilin etkileri hala sürüyor. Lig için belki ama Şampiyonlar Ligi için henüz hazır olamdığı kanısındayım.

Elmander yavaş yavaş form tutanlar arasında. Onun durumu biraz farklı tabi. O her şeyini tükenene kadar veriyor. Maç sonunu getirememesi, Burak gibi bir alternatifin olduğu yerde sıkıntı değil.  Golde koşusu da vuruşu da usta işiydi. Sakatlığının ciddi olmaması sevindirici.

Maç içinde göstereceği performansı en çok merak ettiğimiz oyuncu Cris'di. Malesef Antalya'nın hücumdaki etkisizliği Cris'in fiziksel durumu hakkında fikir sahibi olamamamıza sebep oldu. Muslera'nın hatalı pası sonrası tecrubesini kullanarak aldığı faul dışında fazla iş düşmedi.

Başta da söylediğimiz gibi beklediğimizden çok daha kolay bir galibiyet oldu. Şampiyonlar Ligi için moral açısından iyi, değerlendirme yapmak için kötü bir prova oldu. 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder