25 Ağustos 2009

TSL 3. HAFTA

Türkcell Süper Lig 3. haftasına da sürprizlerle başladı.

Beşiktaş Gençlerbirliği

Haftanın açılış maçında, Ankara deplasmannda Gençlerbirliğ ile karşılaşan Beşiktaş, taraftarlarına bir hayal kırıklığı daha yaşattı.

Mehmet Demirkol'un BJK' ın futbolu için yaptığı tesbiti doğrular gibiydi adeta, siyah beyazlılar sahada. "Sahayı dikine 3 parçaya bölerseniz, Beşiktaş'ın kullanabildiği bölüm, sadece ortadaki 1/3 lük bölüm". Gerçekten öyle. Beşiktaş gibi bir takımın hiç mi kanat organizasyonu olmaz ? Anlamak zor. Kabaksa yine Nihat'ın başına patlayacak gibi.



Evet Nihat henüz hazır değil. Ve bu gayet normal. Ama Nihat hazır olsa da değişen bir şey olmayacak. Zira bu takım Nihat'ın oynayacağı takım değil. Sahanın orta bölgesinde, bu kadar sıkışmış bir takımın oyuncusu olmadı Nihat Kahveci hiç bir zaman. Bir tarafta Galatasaray var. Sahanın her yönünü tam kapasite kullanıyor. Sağda Keita (alternatifi Aydın) Solda Arda (alternatifi Kewell) ortada Elano (Bilmem alternatife gerek varmı). Fenerbahçe desen Alex, Emre,Kazım,Anders Santos ile devamlı hücumu besliyor. Beşiktaşta ise sadece Tello var hücumu besleye bilecek, onunda mevkisi belli değil. (İyi oyuncudur yanlış anlaşılmasın) Bir de Yusuf var oda hazır değil.

Nihat Kahveci'den İspanya'da ki performansını bekliyorsanız eğer, bu takımda biraz zor.

Biraz da Gençlerbirliğine değinmek lazım. Geçtiğimiz haftanın en iyi Anadolu ekibiydi diyebiirim. Özellikle yeni aldıkları İsveç'li oyuncu, bu sezonun Tabata'sı olmaya aday. Bir kaç yıl önce Trabzonspor'un çok isteyipde bir türlü getiremediği, Ardından Cavcav'ın kırmızısiyah formayı giydirdiği Carlos Cahe ise her geçen gün daha etkili olacağa benziyor. Yeni hocasıyla direnci'nin de arttığı göründü. Ankara ekibi maçın ikinci yarısında adeta BJK'ı kendi yarı sahasına hapsetti ama golü bulamadı. Ve maç başladığı gibi sıfır sıfır bitti.


Galatasaray - Kayserispor

Ben dahil bir çok futbol severe göre Galatasaray'ın ilk gerçek sınavı olacaktı Kayserispor maçı. Zira şuana kadar gerçek anlamda savunma yapabilen bir takımla karşılaşmamıştı sarı kırmızılar. Maça beklenen tempoda başlayamayan Galatasaray. Bir kez daha duran top organizasyonundan, bu kez Baros'un attığı golle bir sıfır öne geçti. Baros'a ayrı bir parantez açmak lazım. Geçen sezon Lincoln'ün ceza sahası etrafında topu çok çabuk kullanması sonucunda girdiği verkaçlarda, birçok gol pozisyonuna giriyor, birçok gol atıyor, bir okadar da attırıyordu Milan Baros. Evet karaktersiz bir adamdı, Galatasaray'a yakışmıyordu ama geçtiğimiz sezon galatasaray'ın bütün hücum organizasyonlarında kilidi açan adamdı Cassio Licoln. Bu sene Arda oynuyor o pozisyonda ve Orta sahaya yakın oynamaya çalışıyor. Gerçi Elano tam anlamıyla takıma girince işler nasıl değişir bilmem ama Baros'u zor günler bekliyor. Zira artık yakınlarında tek top yapmaktan pekde hoşlanmayan ve ceza sahası yakınlarında dolaşmaktansa oyunun içinde olmayı seven adamlarla oynuyorve geçen seneki rahat pozisyonları bulamıyor. Açıkca görülüyor ki stres yapıyor. Yine de müthiş zorluyor rakip savunmaları bu bakımdan attığı iki gol ilaç gibi gelecektir. Taraftarında gol atsın atmasın verdiği destek, oynadığı oyunun ve yaptığı mücadelenin görüldüğünün resmidir.geçtiğimiz sezon Ligin, Lincoln'lu ilk yarısında 15 gol atan Baros ikinci yarısında ise sadece 5 gol atabilmişti. Bu konuya ayrı bir postta terar değinelim ve maça dönelim. Kayserispor'un kullandığı köşe atışında Galatasaray savunması Makakula'yı durduramayınca Kayserş eşitliği yakaladı. 5 dakika sonra Galatasaray'ın kullandığı köşe atışında bukez Kayserispor savunması Makakula'yı durduramayınca Galatasaray skoru 2-1 e gtirdi. Ve ilk yarı Galataaray 'ın 2-1 lik üstünlüğü le sona erdi. İkinci yarıda Neskens ve kondüsyonerlerin farkı bir kez daha ortaya çıktı. İlk yarıda bekleneni veremeyen Keita'nın yerine Elano oyuna grince Galatasaray'lıları yeni bir heyecan kapladı. Sagolsun Elano'da taraftarın heyecanını karşılıksız bırakmadı. 63. dakikada sol ayağıyla gelişne öyle bir şut attı ki Hamido'nun yapabileceği hiç bir şey yoktu. (Tabi ki Gürcan Bilg'in de. Keita dan sonra Elano da bloggerlara pası vermişti ve Gürcan Bilgiç birkez daha bloggerların hedefi olmuştu.)


Kalan dakikalar GS' ın zorlaması ve Kayseri'nin Yalancı koşularıyla geçti.90. dakikada Atılan golde topun Arda'ya gelmeden önce nekadar dolastığına dikkat ettiyseniz Kayserispor'un eski azminden eser kalmadığını anlamışsınızdır zaten. Ve 90. dakikada klasik Arda Turan çalımları ve Baros'a alda moral bul dercesineverdiğigol pası skoru belirleri. 4-1 tarife değişmedi.


Kayseri de beklenen rakip olmadı. Galatasaray'ı gerçek anlamda görmek için 5. haftayı beklemek gerek sanırım.



Diyarbakırspor - Fenerbahçe


Diyarbakır malesef bir kez daha istenmeyen olayların başkenti oldu. Maçsonu Aziz Yıldırım'on son derece akılcıve sağduyulu konuşması takdire ayandı Bir gazetecini "Efendim burada Galatasaray'lılar çok bu yüzden çıkmış olabilir mi bu olaylar?" sorusu
ise insanı çıldırtacak cinsten (Şakayla karışık Yıldırımın "Bu takımlar (üç büykler ) burada büyük ihtimalle kazanır " sözleri ise Bir zmanlar Mustafa Denzli'yi gönderen FB Diyarbakırspor'un Lorant'a "Bizimle geldin. Bizimle gidersin" pankartları eşliğinde aldığı galibiyet sonrası Lorant'ı da göndermesini getirdi aklıma.) Aziz Yıldırımı tekrar tebrik ediyorum.

Gelelim maça. Ziya Doğan gerçekten çok iy bir takım kurmuş. Maça üstün başlayan takım Diyarbakırspordu. Mendonza ve Tazameta ile bir anda rakip orta sahayı geçebiliyorlar. Zira attıkları ilk golde bunun bir göstergesi idi ve maçın başından beri oynanan oyun baz alındığında hiçte sürpriz sayılmazdı. Lugano'nun hazır olmayışınında golde etkisi büyüktü. Golden bir kaç daika sonra yine Lugano'nun savunmada ağır kalması sonucu net bir gol posizyonu bulan Diyarbakırın bu atağı hakem tarafından kaldırılan yanlış bir ofsayt bayrağı ile kesildi. Yine bir kaç dakika sonra Mendonza cezassahasının sağında alıdığı topa sol ayağıyla yaptığı ser vuruş direkten döndü ve tazametann ayağında kladı. Tazameta önce şık bir çalımla rakibinden sıyrıldı ve plase gönderdi. Volkan' ı ters köşeye yatıran bu topu Gökhan gönül çizgiden çıkardı ve bu maçın dönüm noktasıydı. Ve fenerbahçe kendine geldi. Gökhan gönülle başlayan atakta Sarı Lacivertliler Barcelona'yı aratmayacak bir gol attılar. sırasıyla Carlos, Semih,Carlos,Emre,Carlos, Guiza, Emre ve Gökhan Gönülün müthiş aşırtması. Belki Elano'nun golü haftanın golü seçilecek ama Fenerbahçe'nin golü Futbol okullarında okutulması gereken bir restal gibiydi. İlk yarı böyle bitince ikinci yarı da Tıpk Galatasaray'daolduğu gibi kondüsyon devreye girdi. Gökhan Gönül ile birlikte (Arda' dan sonra bu ülkenin en iyi ikinci yerli oyuncusudur bana göre) Emre ve Kazım'ın da vites arttırmasıya birikte, Fenerbahce kolay bir maç kazandı. 3-1

Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor'u 3 haftada 6 ouan yapmayı bildi Ankaragücü karşısında kötü futbola rağmen Ömer Erdoğan'ın golyle 1-o kazanan Timsahlar UEFA hedefinden şaşmayacak gibi. Ankarasporla birlşmesi gndemde olan Ankaragücü'nü ise zor günler bekliyor.

Sezonun Bursaspor gibi iki iddalı takımı Eskişehirspor ve İBB de İstanbulda Golsüz Bereaberlikle ayrıldı. Bu arada Ümit Karan'ın gol atacağı günü bizde sabırsızlıkla bekliyoruz.

Gaziantepspor Ankaraspor.
85.dakikada beraberliği yakalayan Antep, Fenerbahce'nin ilk golünü aratmayan bir gol attı.

Antalyaspor geçen sezon Mehmet Özdilek'in gelmesiyle beraber yakaladığı çıkışı sürdürüyor. Ligin bir numaralı düşme adayı Kasımpaşayı zorlanmadan geçen Antalya'da Veyselin sttğiı gol Kasımpaşa'nın durumunundabir göstergesi gibiydi.


Bir de Trabzospor var tabi. Bahsetmeye bile gerek yok...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder