Şampiyonlar Ligi grup mücadelesi 2. maçımızda Braga ile Ali Sami Yen Spor Kompleksinde karşı karşıya geldik. Maça tutuk başlayan ekibimiz pozisyon bulmakta zorlandı. Birkaç kanat organizasyonu dışında pozisyon yakalayamadık. Umut-Burak ikilisinin ileri uçta çakılı oynaması bunun en önemli sebebiydi. 4-4-2 için Elmander'in hayati önemini bir kez daha görmüş olduk. Umut-Burak yan yana oynadığında etkili olmakta zorlanıyoruz. Elmander'in bitiriciliği Umut veya Burak kadar yüksek değil ama onun oyunu hem Selçuk-Melo ikilisinin hemde yanında oynayan forvet oyuncusunun performansını yukarıya taşıyor. Bununla birlikte bir diğer önemli eksiğimiz Engin Baytar. Kısacası gümbür gümbür oynayan şampiyon takımın kimyası üç oyuncunun yokluğuyla alt üst oldu. Oyuncu kalitelerine tek tek bakıldığında Elmander-Necati-Engin, Umut-Burak-Amrabat'tan daha mı kaliteli? Değil ama mevcut kadrodaki oyuncu tipleri için tamamlayıcı nitelikte oyuncular.
Geçen sezon ve bu sezon başındaki oyun ve üretkenlikle şu andaki oyun ve üretkenlik arasında dağlar kadar fark var. Sistem aynı, hoca aynı olduğuna göre bu kadar büyük bir fark nasıl oluştu? Ne değişti? İrdelememiz gereken bu. En basitinden sezona müthiş başlayan Umut ne oldu da birkaç hafta içinde topla bile buluşamaz hale geldi? Ona boş alan yaratan, topun rakip sahada kalmasını sağlayan, orta alana kadar yaklaşarak top alan Elmander'in yokluğu, aynı şekilde hırsı, yaratıcılığı, top tutma, adam eksiltme becerisiyle Engin'in yokluğu, bunlara lider özellikleri ve tecrübeleriyle Ujfalusi ve Hamit'in yoklukları da eklenince ortaya takım olma hüviyetini kaybetmiş bir oyuncu topluluğu çıktı. Oysa bizim en önemli özelliğimiz takım olmamızdı. İskelet kadro bozulunca takım olarak düşüşe geçtik. Tabiri caizse çakıldık. Çünkü Hamit-Ujfa-Elmander-Engin'in olmadığı kadro 4-4-2 oynayabilecek nitelikte değil. Bu oyuncuların yokluğunda 4-4-2 sisteminde daha fazla ısrar etmememiz takım için daha yararlı olacaktır. 4-3-3 veya 4-1-4-1 düzeninde oynayabiliriz. Şu ortamda orta sahayı üçlememiz takımı toparlayacaktır. Böylece Selçuk ve Melo ikilisinin oyunna katkısı da yeniden artacaktır. Mevcut kadromuzun 4-4-2 sistemi için uygun nitelikte olmadığını görmemiz gerek. Hamit ve Elmander hazır olduğunda tekrar 4-4-2 yi tercih edebiliriz.
Çok önemli bir üç puan kaybettik. Ama gerekli dersleri çıkardığımız takdirde önümüzün açık olduğunu düşünüyorum. Mevcut kadroya göre alternatif sistemler geliştirir ve uygularsak kimsenin yokluğunu aramayız. Ancak 4-4-2 sisteminin kilit oyuncuları olmadığında 4-4-2 düzeninde ısrar edersek hüsrana uğramaya devam ederiz. Çok uzun maratonun henüz başındayız. Hiçbir şey kaybetmiş değiliz. Kimin hangi düzende nasıl bir performans vereceğini görmüş olduk. Selçuk'un performansındaki düşüşü de buna bağlıyorum. Şu dönemde özgüvenini de kaybetmeye başladı. Daha fazla sorumluluk alıp daha fazla top kullanması lazım.
Birde kim ne derse desin 52000 kişilik yeni stadımız, 20000 kişilik Ali Sami Yen'in atmosferini aratıyor. Taraftar gruplarının kale arkalarına geçmeleri bunun en büyük sebebi. Bununla birlikte stadın büyüklüğü taraftarın organize olmasına mani oluyor. Bunlar bir tarafa golü yedikten sonra pısıyoruz. Bu da zaten morali bozulan takıma olumsuz yansıyor. Doğu ve Batı tribünlerine birilerinin el atması ve organize etmesi şart. Şu ortamda stadın atmosferini takımımız lehine kullanamıyoruz. Kale arkalarının çabaları yetersiz kalıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder